ISSN: 2757-7074 | İletişim
Çocuklarda alt üriner sistem disfonksiyonu tanısı için klinik kriterler
1İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye
2Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Behçet Uz Çocuk Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İzmir, Türkiye
3Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye
Ümraniye Pediatri Dergisi 2023; 1(3): 1-7 DOI: 10.14744/upd.2023.59244
Full Text PDF

Özet

Amaç: Fonksiyonel üriner inkontinans, gündüz, noktürnal veya diürnal olabilir ve alt üriner sistem disfonksiyonunun (AÜSD) bir bulgusudur. Bu çalışmanın amacı, AÜSD tanısında kullanılabilecek noninvaziv klinik kriterleri belirlemektir.
Gereç ve Yöntemler: Fonksiyonel üriner inkontinansı olan, medikal kayıtları tam, çocuk nefroloji kliniğinde takipli 94 olgu çalışmaya dâhil edildi. Hastalar retrospektif tanımlayıcı ve analitik olarak değerlendirildi.
Bulgular: Elli bir hastada (%54,3) aşırı aktif mesane (AAM), 11 hastada disfonksiyonel işeme (Dİ) mevcuttu. Sık işeme semptomları, acil işeme ve tutma manevraları AAM ve AAM-Dİ gruplarında daha yaygınken, ıkınma ve aralıklı hareketler Dİ grubunda daha yaygındı. AAM olgularında tutma manevralarının varlığı ve maksimum işeme hacmi bulgularının kombinasyonunun tanı için yüksek duyarlılığa sahip olduğu bulundu. İşeme çizelgesine göre ortalama işeme hacmi/beklenen mesane kapasitesi oranı %50’nin altında olan, yediden fazla işeme şikâyeti ve tutma manevrası bulgusu olan hastalarda AAM tanısı %82,4 oranında saptandı. Sıkışma semptomunun olmaması, aralıklı işemenin varlığı ve Dİ için postvoid rezidünün (PVR) saptanması arasındaki ilişkinin anlamlı ve duyarlı olduğu bulundu. Aralıklı işeme şikâyeti olan, acil işeme semptomu olmayan ve ultrasonografide belirgin PVR’si olan hastaların %82,8’inde Dİ tanısı saptandı.
Tartışma: AÜSD hastalarının önemli bir kısmını AAM grubu oluşturmaktadır. AÜSD alt gruplarından AAM ve Dİ farklı patofizyolojik nedenlerden kaynaklanmaktadır ve tedavileri farklıdır. Ultrasonografide PVR’si olmayan, işeme sıklığı-hacim çizelgesinde maksimum hacim beklenen mesane kapasitesinin %50’sinden düşük olan, günlük işeme sayısı yedinin üzerinde olan acil işeme ve tutma manevraları pozitif olan olgularda AAM tanısı düşünülebilir. PVR ile beraber kesintili işeme, ıkınarak işeme gibi yakınmaları olan, genel olarak düşük sayıda işeme ile giden olgularda disfonksiyonel işeme ön tanısı öngörülebilir.

Clinical criteria for the diagnosis of lower urinary tract dysfunction in children
1Department of Pediatrics, İnönü University Faculty of Medicine, Malatya, Türkiye
2Department of Pediatric Surgery, Health Sciences University, Behçet Uz Child Hospital, İzmir, Türkiye
3Department of Pediatric Surgery, Ege University Faculty of Medicine, İzmir, Türkiye
Ümraniye Pediatri Dergisi 2023; 1(3): 1-7 DOI: 10.14744/upd.2023.59244

Abstract

Objective: Functional urinary incontinence can be diurnal, nocturnal, or diurnal and is a manifestation of the lower urinary tract dysfunction (LUTD). The aim of this study is to determine non-invasive clinical criteria that can be used in the diagnosis of LUTD.
Material and Methods: Ninety-four patients with functional urinary incontinence, whose medical records were followed in the pediatric nephrology clinic, were included in the study. Patients were evaluated retrospectively, descriptively, and analytically.
Results: Fifty-one patients (54.3%) had overactive bladder (OAB), and 11 had dysfunctional voiding (DI). Frequent voiding symptoms, urgency, and holding maneuvers were more common in the OAB and AAB-DI groups, while straining and intermittency was more common in the DI group. The combination of holding maneuvers and maximum voiding volume findings in OAB cases was found to have high sensitivity for diagnosis. According to the voiding chart, the diagnosis of OAB was found in 82.4% of patients with a mean voiding volume/expected bladder capacity ratio below 50%, with more than seven voiding complaints and findings of holding maneuvers. The relationship between the absence of urge symptoms, intermit-tent voiding, and the detection of PVR for DI was significant and sensitive. Dysfunctional voiding was diagnosed in 82.8% of the patients with intermittent voiding complaints, no symptoms of urgency, and significant PVR on ultrasonography.
Conclusion: The OAB group constitutes a significant portion of LUTD patients. The diagnosis of OAB can be considered in cases with positive urgency and holding maneuvers, with no PVR on ultrasonography, whose maximum volume is less than 50% of the expected bladder capacity in the voiding frequency-volume chart, whose daily voiding number is above seven, and whose holding maneuvers are positive. Dysfunctional voiding prediagnosis can be predicted in cases with PVR and complaints such as intermittent voiding and urinating by straining, generally with a low number of voidings.