Özet
Amaç: Prematüre retinopatisi, düşük doğum ağırlıklı ve erken doğan bebeklerde görülen retinal damarların anormal proliferasyonuna bağlı ve patogenezi tam olarak bilinmeyen bir hastalıktır. Günümüzde kabul gören en etkin ve güvenilir tedavi yöntemi; tüm avasküler retina sahalarının lazer fotokoagülasy-onudur. Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde lazer fotokoagülasyonu uygulanan hastaların özelliklerini, kullanılan anestezi yöntemlerini ve bu özelliklerin postoperatif yoğun bakım sürecine etkilerini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, Nisan 2003 ve Nisan 2017 tarihleri arasında prematüre retinopatisi bulunan ve Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Hastanesinde lazer fotokoagülasyon ameliyatı geçiren toplam 504 hastanın dosyaları ve ameliyat kayıtları geriye dönük olarak değerlendirildi. Anestezi yöntemi ve perioperatif veriler toplanarak postoperatif seyirle ilişkilendirildi.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 504 prematüre retinopatili hastanın 290 (%57,5)’ı erkek, 214 (%42,5)’ü kızdı. İşlemdeki güncel yaşları 37±4 hafta, güncel ağırlıkları 2168±765 gramdı. Hastalara en sık eşlik eden komorbid hastalık respiratuvar distres sendromu (%72,4) ve anestezik olarak en çok kullanılan ilaç ketamin (%91,5) idi. İntraoperatif dönemde bradikardi yedi hastada, desatürasyon 21 hastada gözlendi. Yoğun bakımda toplam kalış süreleri ortalama 6,4±10,0 gündü. Hastaların doğumdaki ve güncel yaşları ile ağırlıkları yoğun bakımda kalış süreleri ve yoğun bakımda apne, sürekli pozitif hava yolu basıncı ve entübasyon ile ters orantılı olarak ilişkili bulundu.
Tartışma: Kliniğimizde lazer fotokoagülasyon işleminde en çok kullanılan anestezik ilaç kombinasyonu düşük doz ketamin+midazolam idi. Preoperatif akciğer hastalığı, düşük doğum ağırlığı ve yaş, intraoperatif hava yolunun korunmasında zorluklara neden olan faktörlerdir. Ayrıca, bu hastaların ameliyat sonrası yoğun bakım izlemlerinde düşük yaş ve kilo en olumsuz faktörlerdir.
Abstract
Objective: Retinopathy of prematurity (ROP) is characterized by abnormal proliferation of retinal vessels occurring in low-birth-weight preterm infants. The most widely accepted treatment method is laser photocoagulation of avascular retinal areas. The aim of this study was to investigate the characteristics of patients, anesthesia management, and the effects of these features on the postoperative intensive care process in children who underwent laser treatment of ROP in our clinic.
Material and Methods: We retrospectively analyzed the medical records of 504 children who underwent laser photocoagulation in Baskent University Hospital between April 2003 and April 2017. Perioperative data related to anesthetic management and intraoperative events were collected along with information related to the postoperative course.
Results: Of the 504 patients with ROP included hundred in the study, 290 (57.5%) were males and 214 (42.5%) were females. Their current age at the procedure was 37±4 weeks, and their current weight was 2168±765 g. Respiratory distress syndrome was the most common comorbidity (72.4%), and ketamine was the most used anesthetic agent (91.5%). Seven patients had brady-cardia and 21 patients had desaturation intraoperatively. The mean postoperative length of stay in the intensive care unit was 6.4±10.0 days. There was a negative correlation between age and weight at surgery and length of stay in the intensive care unit, frequency of apnea, continuous positive airway pressure, and endotracheal intubation requirement in the intensive care unit.
Conclusion: In our clinic, the most commonly used anesthetic drug combination in laser photocoagulation was low-dose ketamine+midazolam. Preoperative lung disease, low birth weight, and age are factors that cause difficulties in protecting the intraoperative airway. In addition, low age and weight were the most negative factors in the course of the postoperative ICU follow-up of these patients.