ISSN: 2757-7074 | İletişim
Çocuk yoğun bakım ünitesinde acinetobacter enfeksiyonları: Tek merkez deneyimi
1Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
2Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Yoğun Bakım Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
3Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
Ümraniye Pediatri Dergisi 2024; 1(4): 39-46 DOI: 10.14744/upd.2024.13008
Full Text PDF

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı, çocuk yoğun bakım ünitesinde Acinetobacter enfeksiyonu ile yatan hastalarda risk faktörlerini, enfeksiyon tiplerini, antibiyotik direnç paternlerini ve mortalite oranlarını araştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Ocak 2013-Eylül 2018 tarihleri arasında çocuk yoğun bakım ünitesinde yatan ve Acinetobacter enfeksiyonu geçiren hastalar retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Acinetobacter enfeksiyonu gelişen seksen iki hasta çalışmaya kabul edildi. Hastaların 53’ü (%64,6) erkekti. Ortalama yaş 68,9±74,6 aydı. Hastaların çoğunda altta yatan hastalık vardı. Hastaların çoğunda invaziv prosedür öyküsü vardı: mekanik ventilasyon (%95,1), santral venöz kateter (%86,6) ve idrar sondası (%62,2). Ventilatör ilişkili pnömoni en yaygın tanıydı (%57,3). Acinetobacter türlerinin çoğu karbapenemlere dirençliydi (%93,9). Kolistin ve meropenem hastaların tedavisinde en sık kullanılan antibiyotiklerdi ve izolatların %15,8’i kolistine dirençliydi. Acinetobacter enfeksiyonunun 30. gününde ölüm oranı %35,3 idi. Ölen hastalarda en sık görülen enfeksiyonlar ventilatörle ilişkili pnömoni ve kateterle ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonuydu.
Tartışma: A. baumannii enfeksiyonları antibiyotiklere dirençli olup yüksek mortaliteye neden olmaktadır. Mortaliteyi artıran faktörler değerlendirildiğinde ve değişken olanlar iyileştirildiğinde bu enfeksiyonlara bağlı ölümlerin bir kısmı azaltılabilir. Önlemlerin başında, özellikle yoğun bakım ünitelerinde invaziv işlemlerden ve geniş spektrumlu antibiyotiklerin gereksiz kullanımından kaçınmak gelmektedir.

Acinetobacter infections in pediatric intensive care unit: A single-center experience
1Department of Pediatric Infectious Diseases, Ankara University Faculty of Medicine, Ankara, Türkiye
2Department of Pediatric Intensive Care, Ankara University Faculty of Medicine, Ankara, Türkiye
3Department of Microbiology, Ankara University Faculty of Medicine, Ankara, Türkiye
Ümraniye Pediatri Dergisi 2024; 1(4): 39-46 DOI: 10.14744/upd.2024.13008

Abstract

Objective: The aim of this study is to investigate the risk factors, types of infections, antibiotic resistance patterns, and mortality rates in hospitalized patients with Acinetobacter infections in the pediatric intensive care unit.
Material and Methods: The patients who were hospitalized in the pediatric intensive care unit between January 2013 and September 2018 and had Acinetobacter infections were evaluated retrospectively.
Results: Eighty-two patients who developed Acinetobacter infections were admitted to the study. Fifty-three (64.6%) of the patients were male. The mean age was 68.9±74.6 months. The majority of patients had underlying diseases. Most patients had a history of invasive procedures: mechanical ventilation (95.1%), central venous catheter (86.6%), and urinary catheter (62.2%). Ventilator-associated pneumonia was the most common diagnosis (57.3%). The majority of Acinetobacter species were resistant to carbapenems (93.9%). Colistin and meropenem were the most common antibiotics used in the treatment of patients, and 15.8% of the isolates were resistant to colistin. The mortality rate on the 30th day of Acinetobacter infection was 35.3%. The most frequent infections in patients who died were ventilator-associated pneumonia and catheter-related bloodstream infection.
Conclusion: A. baumannii infections cause high mortality with resistance to antibiotics. When the factors that increase mortality are evaluated and the changeable ones are improved, some of the deaths due to these infections may be decreased. The leading precautions should be avoiding invasive procedures, especially in intensive care units, and the unnecessary use of broad-spectrum antibiotics.